MWN9LGx8LGF4NWZcMqR5NWVdLTcsynIkynwbzD1c

Şeytanın Ölüm Melekleri Doktorlar

Şeytanın Ölüm Melekleri Doktorlar

Ak Blog SEO
4349759590016280108

Şeytanın Ölüm Melekleri Doktorlar

28 Ocak 2019 Pazartesi

Şeytanın Ölüm Melekleri Doktorlar

Şeytanın kurmuş olduğu bir düzene kapılıp gidiyoruz . Bu düzene inandığımız an rehavete çoktan kapılıp gitmişizdir zaten. Aslında bermuda üçgeni ile çevrelenmiş olan bu yapı sadece bir labirent döngüsüdür. Bu döngüye girdiğimiz zaman içinden çıkılmaz bir hale girebiliyoruz. 
Şeytanın Ölüm Melekleri Doktorlar
Sanırım ayakta çok durduğum içindir. Belkide açlığa dayanamadığımdan veya içinde bulunduğum ve yaşadığım ağır ruhsal bunalımlardan da olsa gerek yaşadığım o anki travmanın etkisi. Aslında bir canlının yaşamaması gereken anlar idi. 

Ulaşım ağı merkezinin çokça gelişmiş olduğu bir konumdayım. Bir taraftan Haliç, Taksim, Şişhane ve Maslak güzergahına doğru giden metro ulaşım ağının bulunduğu noktada iken öte yandan deniz altı ulaşımı olan Marmaray güzergahı. Yani Yenikapı. Nereye gideceğimi bilmez bir halde iki farklı metro ağının girişlerine bakıyorum ve nereye gitmem gerektiğini de düşünmeye çalışıyorum.
O an ağır mı ağır bir ölüm uykusundaymış gibi hissediyordum. Omuzlarımda ağır bir yük. Nedenini bilmediğim farklı duygular içerisinde iken bir taraftan beynime hükmetmeye çalışan ağır bir ruhsal çöküntü, öte yandan ise dizlerimin bağı çözülmüşçesine yere yapışıp resmen secdeye girme halindeyim. Anlamsız bakışlar ile çevremdeki insanlardan yardım dileği ile yalvarırcasına yanıma gelmelerini istiyordum. Ancak bunu dile getirecek gücümün dahi olmadığının farkına varıyorum. 
Gözlerimde bir kararma. Sanki hayatımı dört duvar arasına almaya çalışan bir güç. Karşı koymaya çalıştıkça karanlığın bir bir üzerime gelmesi ve beni ele geçireceğini bildiğim halde karşı koymaya çalışıyorum. Biliyorum nafile bir çaba içerisinde olduğumu ve bu karanlığın hegemonyasına karşı tepkiyi vermeye çalışmanında anlamsız bir durum olduğunu da biliyorum ama yinede nedense inatla direnmeye çalışıyorum. Kaybedeceğimi bile bile...
Gözlerimi açtığımda ağzımda maske.
Bir taraftan vücudumda damar yolu açıp bir şeyler takmaya çalışıyorlar. Onu bile başaramıyorlar. Öte yandan ise nerede olduğumu anlamaya çalışmakla birlikte yaşam için herkesle savaşan bir ruh hali içindeyim. Öyle bir haldeyim ki herkes düşman olmuş bana sanki ve beni öldürmeye yemin etmiş bir orduyla tek başıma savaşıyorum. Onların ellerinde yeryüzünü imha edecek her türlü teçhizatlar varken ona rağmen karşı koymaya çalışıyorum. Evet nafile belki de sergilediğim o an ki tutumum ama tek bir isteğim var. Nefes alabilmek. Sadece nefes. 
Sonra yüzüme vuran bir ışık.
Burası cennet diyorum ama yanıldığımı geçte olsa anlıyorum uyuşuk kafaya rağmen  ve galiba  cehennem  diye düşünüyorum ama cehennem de değil. Ne cennet nede cehenneme. Sanki araftayım.
Gökyüzüne bakmaya çalışıyorum. Ne yazık ki ışıklardan dolayı bir şey göremiyorum ve bir ses. Gökyüzünden gelen ilahi bir ses sanki. Çok uzaklardan buğulu bir biçimde, adın nedir, adın nedir, adın nedir? Bağrışları duyuyorum ancak profesyonel ekipmanlarla düşünülmüş bir savaş ordusuna karşı mezalimden öte değildi halim ve onlara karşı cevap verecek mecalim kalmadı zaten.
Bu defa farklı bir bağrış. Elleriyle şeytan üçgeni gibi olan bermuda  işaretleri yapıyorlar ama göremiyorum. Ağır travmaların etkisine girmiş birinin her şeyi bulanık görmesi. Öyle bir haldeyim ve kulak zarlarımı patlatırcasına bu kaç bu kaç. Duyabiliyorum ama görüntü de sadece gölgeler. Bermuda üçgeni gibi..
Anlam veremediğim işaretler..  Ses ne kadın sesi. Nede erkek sesi. Her şey karışmış birbirine.
Nefesimin kesildiğini hissediyorum. Almakta zorlandığım nefesi dışarıya solumayı istemiyordum. Ya bir daha nefes alamasam diye... Ama gücüm buna da yetmiyor. Kimin gücü yetti ki. Hem zaten aldığım oksijen yapay. Ona bile o an çok ihtiyaç duyuyorum..  Sonra ışıkların beni bırakıp gidişine şahit oluyorum.  Yavaş yavaş kararan bir gök yüzü sanki.  Bir bir kararıyor her yer.
Batan bir güneşin bir daha doğmaması gibiydi o anlar, belkide kıyametin evrene inmesi olayını yaşıyordum. Yer yüzündeki kıyametin gerçek alameti güneşin son batışına bağlı olduğuna şahit oluyordum
Ölümde böyledir. Her bir ölüm bir kıyamettir. Bir sondur. Belkide  ebediyen olarak gördüğümüz bu sonlar yeni bir ezelin başlangıcıdır. Ölüm öncesi sessizlik.
--
---
Akblog.NET
Ak Blog SEO - Google SEO Eğitimleri Dokümanları
Konu hakkında sormak istediklerinizi yazabilirsiniz.
AK Blog SEO

Read. Think. Exercise (Oku. Düşün. Uygula.)

AK | Web | Teknoloji | CC | İngilizce |
Siz hayal edin. Biz Hayata geçirelim.
Akblog.NET
Whatsapp İletişim Formu×
Bilgileriniz
İstek Bilgileriniz
iletişime geç

Merhaba!

Webekle@gmail.com adresine e-posta gönderin veya aşağıdaki temsilcilerimizden biriyle WhatsApp ile iletişime geçin.

Yönetim Ekibi Yönetici ile iletişim geçin.
+905050251428
Destek Ekibi Eva ile iletişime geçin.
+905050251428
Doğrudan arayabilirsiniz +905050251428
Destek Saatleri 09:30 - 17:30
Merhaba! Nasıl Yardımcı Olabiliriz?
×
Nasıl Yardımcı olabilirim?