Dışım Kıpır Kıpır Ama İçim İse CEHENNEM
27.04.2019 - Meltem Rüzgarları..
Cehennem |
Ayakkabıları giyip metroya doğru yönelmeye başladım. Önümde uzun bir yol vardı. Gidebilecek miyim bu halimle bilemiyorum ama denizden gelen meltemin bana iyi geleceğini düşünerek yola koyulmaya başladım bile. Uzun süren bir yolculuk sonrası kendimi Taksim'de bulabilmiştim nihayetin. Buradan da Beşiktaş Sahiline gidecek başka bir yolum daha var ama kısa süren bir yolculuk olacak bu. Bu yüzden de sahile yürüyerek gitmeyi düşündüm.
Adımlarımın ister istemez seri bir şekilde harekete kendiliğinden geçtiğini söyleyebilirim. Nede olsa sahilde güzel zaman geçirme düşüncesiyle bir an önce sevgilisiyle buluşmak isteyenler gibi idim bende.
Kısa sürecek olan bu yolculuğun nedense bitmek bilmeyen bi yolculuk gibi gelmeye başladı. Önümü bile çok çok zor görüyordum. Beni yutmak isteyen ve göremediğim bir karanlığın üzerime hızlıca geldiğini hissediyorum. Sahile yaklaştığımı biliyorum ama göremiyorum. Hisettiğim havanın İstanbul'un rüzgarı olmadığı da aşikar bu arada. Çünkü bedenimi serinleten bu rüzgarın Meltem Rüzgarlarından başka bir rüzgar olmadığını bilimiyorum ama hala da göremiyorum ya sahili.. Denizi. Martıları... Vapurları.. Hiç birini göremiyorum.
Garip bir olay ile karşı karşıyayım yine. Adını tanımlayamadığım başıma gelecek bu durumu daha önce yaşamamış mıydım diye düşünüp duruyorum. Belkide halusinasyonlar görüyorumdur. Nasıl bir durumda olduğum hakkında hiçbir fikrim yok. Yer demir gök bakır misali.. Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık misali. Sanki ruhumu ele geçirmişler ve dört duvar arasında tıkalı kalmış bir haldeyim. Bu durum fazlasıyla bunaltıyor beni ve hastalığımı da bu duruma kattığımda gerçekten de kaldıramıyorum. Hani seversin ya birini, ansızın günün birinde seni birden bıraktığını.. Düşünün ki hayata sıkı sıkıya bağlanan birinin hayatın ondan vazgeçtiğini. Tam da bu haldeyim işte. (akblog.net)
..........
Cehennem Nerede.. |
Nerede olduğumu anlamam fazla sürmedi. Aniden içeriye doluşan beyaz kıyafetler içerinde insan insan yığını yine karşıma geçtiler. Kendine geldi diye incecik sesiyle bağıran hemşireyi göremiyorum ama duyuyorum. Reaksiyonlara tepki veriyor muyum diye parmağıyla bu kaç diye işaretler yapıyorlar. Sanki lal olmuş dilim. Konuşmaya bile takatimin olmadığını çok bildikleri halde böyle soruları sormaları ne acı bir durum idi benim için. Hastanenin acil birimindeydim ve etrafımda ki gerek doktor asistanları gerekse doktorların benimle ilgili saçma sapan birşeyler yapmaya çalışmaları, hastanede olduğumu fazlasıyla anlamaya yetmişti. Peki buraya nasıl geldim, ne zaman geldim ve kimler tarafından getirildim.
Türevin ne olduğunu bilmeyen birine, Türev denklemini çözmesini istemek.
Nasıl mı geldim.. Benden bunu istemeyin. Denklemin çözümünü size bırakıyorum...
Yazımı kaynak göstermeden çalanın dili LAL olsun İnşaalah. Amin.
--
Akblog.NET
Cehennem nedir bilir misiniz?
YanıtlaSilDışım Kıpır Kıpır Ama İçim İse CEHENNEM
Nasıl dağlı cümleler bunlar.. Belki sizin de gönlünüze gürültüsüz patırtısız harfsiz sessiz sözler gerektir.. sadık bir dost, sevgili gibi ruhu olan sözler.. yoksa bu yorgunluk dinmez..
YanıtlaSilDağlı cümleler yazmak yerine, ruh halimi anlatan cümlelerimdeki silüeti görmeni isterdim açıkçası..
SilNefes alırken kalp atışlarımın zikzaklı bir döngü içerisindeki mesajı almanı isterdim şahsen.
NNL
YanıtlaSilsıkılmadan okuyorum böyle yazılarını hüsocum
YanıtlaSil